Sunday, April 8, 2012

Burjuvalıların Kapitalist Vizyonu Gelişen Stratejiler ve Değişen Dünya Düzeni







     20. yüzyılın yarısından bugüne kadar yaşamış olduğumuz doğal afetlerin ve ekonomik krizlerin arkasındaki en önemli faktör dünyadaki burjuva kesiminin bitmek tükenmek bilmeyen daha fazla kar elde etme arzusu, daha fazla servet sahibi olma hırsı, bu hırsın neticesinde oluşan açgözlülük duygusu ve bu duygunun burjuvaya aldırmış olduğu acımasız kararlar alınan kararlarla ortaya koydukları eylemler ve sonucunda dünya genelinde emekçilerin yaşam mücadelesi günden güne zorlaşmaya başlamıştır. Özellikle makina sanayisi alanında teknolojinin gelişmesi fabrikaları genel giderleri asgari seviyelere indirme, daha az kalifiyesiz işçi gideri ve daha yüksek kapasiteli üretime ulaşma amacıyla makine portföylerini modernize etmeye teşvik etmiştir.

     Sosyal, ekonomik, politik, kültürel alanda dünyada esen değişim rüzgarları : devletleri, işletmeleri ve bireyleri hızla etkisi altına alarak yeni bir dünya düzeninin kurulmasına yol açmıştır.  


      II. dünya savaşından sonra sanayideki yeni devrimler, 20. yüzyılda Avrupa ve Amerika`da yeni teknolojik buluşların üretime olan etkisi bu gelişmelerin de Avrupa ve Amerika`da sermaye birikiminin arttırmasını sağlamıştır. Özellikle son yıllardaki yabancı sermaye hareketlerinin serbestleşmesi ile beraber ağırlıklı olarak gelişmiş ülkelerin makro şirketlerinin sermayelerini gelişmekte olan ülkelerde yeni yatırımlara dönüştürmesi ile başlayan küreselleşme çılgınlığı şirketlerin globalleşmesini hızlandırmış ve liberal ekonomilerin boyutunu değiştirmiştir. Öyleki bu süreçte çok uluslu şirketlerin sahip olduğu sermaye gücü, know-how birikimleri, pazarlama bütçeleri ve gereksede kurumsal yönetim anlayışları kimi ulusal şirketlerin ve büyük ölçekte de local şirketlerin sektördeki rekabet etme gücünü zorlaştırmıştır.

     Özellikle Avrupa birliğine sonradan katılmış ekonomisi gelişmekte olan doğu, kuzey ve güney Avrupa ülkelerine yatırım yapan çok uluslu şirketler sektördeki yerel rakipleri rekabette büyük ölçekte zorlamış bu süreçte rekabete gücü yetmeyen, değişemeyen ve değişen dünya düzenine göre doğru yapılanmaya gitmeyen kimi ulusal şirketin küçülmesine birçok local şirketinde batmasına sebep olmuştur. Yine kimi ulusal şirketler aldıkları devasal teklifleri kabul etme yoluna gidip sektördeki yarıştan çekilmişlerdir.

     Bu bağlamda gelişmekte olan ülkelerdeki pazarların çoğu tekelleşmiş yada tekelleşme sürecine girmiştir.


Cihan ANDİÇ

    
   
     

       
   

No comments:

Post a Comment