Monday, August 1, 2016

Sizden Beklentileri Olan İnsanların Beklentisi Ne Anlama Geliyor



Bazen hayatın içinde ciddi düğümlerle karşılaştığınızda düğümleri sağlıklı bir şekilde çözebilmek için rasyonel bir şekilde hareket etmelisiniz. Duygularınıza önem vermeli ama aynı zamanda mantıklı kararlar almalısınız. Siz istesenizde istemesenizde kimi durumlarda hayat sizi bir yol ayrımına doğru sürükler ve sizi bir seçim yapmaya zorlar.

Size bir kapı seçilmesi söylendiğinde ilk işiniz kapı açılmadan önce içeride sizi nelerin beklediğini deşifre edebilmek olsun. Bu bağlamda olasılıkları düşünüp durumu iyice analiz edin. Elinizden geldiği kadar kişi ve konular hakkında bilgi toplayın ve bunları en güvendiğiniz insanlarla kritize edin. Çünkü yapmış olduğunuz seçimler sizi mutluda edebilir mutsuzda. Bilin ki sizden seçim yapmanızı isteyen insanların amacı her zaman sizi düşünmekten ibaret değildir. Aynı zamanda kendi çıkarlarını korumaktan da ibarettir. Bu yüzden öyle bir hamle yapın ki etrafınıza piyon olmadığınızı ispatlayın.

Çünkü almış olacağınız kararların yansıması ve geri dönüşümü sadece sizi etkilemiyor. İçinde bulunduğunuz çevreyi yani aynı havayı teneffüs ettiğiniz insanlarıda etkiliyor. Etrafınızda dönüp dolaşan insanlar aslında o havanın günlük borsasının iniş ve çıkışlarını meydana getirdiğini aklınızın bir köşesine yerleştirin.

Uzun lafın kısası vermiş olduğunuz kararların geri dönüşümü hem size katkı sağlasın hemde etrafınıza güven versin. Çünkü psikolojinizi ayakta tutan sizi siz olarak kabullenen yakın çevrenizdir.

Unutmayın en sevdiğiniz insanlar üzülürse sizde üzülürsünüz.

Cihan ANDİÇ

Sunday, July 31, 2016

Teorik Üniversite ve Hayat Üniversitesi Arasındaki Köprü Girişimcilik



Üniversiteler öğrencileri hayata hazırlama sloganı altında her yıl bünyelerine yüzlerce öğrenci kazandırırken yine yüzlercesini mezun ediyor ve onları hayatın gerçekleriyle başbaşa bırakıyor. Üniversitelerde okuyan gençlerin birçoğu ise diplomalarını ellerine aldıktan sonra kendilerini çok muhteşem bir kariyer hayatının beklediğini zannediyorlar yada en azından bunun umuduyla yola çıkıyorlar. Üniversite hayatının avantajlarıda var dezavantajlarıda. Örneğin çevre edinme, sosyalleşme ve özel hayatınızda mutlu sonla bitecek birlikteliklere vesilede olabiliyor yada bu süreçte edinmiş olduğunuz sosyal çevreden üzerinizde kalıcı kötü alışkanlıklar bırakan çevrenize sürekli sorun yaratan insan modelinede dönüştürebiliyor. Aslında herşey sizin ne kadar bilinçli yaşadığınızla orantılı.

Haziran ayında küçük ve orta ölçekli işletmelerin gelişmesine, desteklenmesine ve aynı zamanda yeni girişimi olan yatırımcıların iş projelerine hibe desteği veren KOSGEB'in çeşitli üniversitelerde vermiş olduğu kurslardan birine müraacat ettim ve katıldım. Kosgeb'in ülke kalkınmasında önemli bir rolü olduğunu düşünenlerdenim. Bu bağlamda benim için önemli bir tecrübeydi.Yaklaşık 10 gün süren kurs süresince Kosgeb'in sağlamış olduğu olanaklar konusunda detaylı bilgiler edindim.

Kurs sürecinde evden üniversiteye giderken daha önce hiç gezmediğim işlek cadde ve sokaklarda yürüdüm ve oralarda birçok işletmeci gözüme takıldı. Kimisi börekçiydi kimisinin restoranı vardı kimisi ise kurutemizleme yada bayan giyim erkek giyim gibi işlerle bölgenin esnaflık misyonunu üstlenmişti. Hatta metrobüs köprülerinde seyyar işlerle uğraşanlar bile vardı. Benimle onlar arasındaki fark şuydu. Ben yatırımın gerekli teorik bilgi ve enstrümanlarını öğrenmek için o sokaklardan geçerken o esnaflar ise başarılı girişimcilikleriyle o cadde ve sokaklara sahip çıkıyorlardı. Oralarda kalıcı olabilmenin mutluluğunu hergün kepenklerini açarak ve şükrederek yaşıyorlardı. Onlar o bölgeye benden önce ayak bastıkları için oranın yerlisiydiler. Bense misafir bir turist gibi yürüyen girişimci olabilirmiyim olasılığını düşünen bir insan.

Belki de bu insanların çoğu üniversite mezunu bile değildi. Ama kazançları bir diplomalıya göre daha iyiydi. Böyle durumlarda Steve Jobs ve benzeri gibi insanların hayat hikayeleri kulağa daha hoş geliyor.

Günümüz şartlarında serbest piyasa ekonomisinde tabiri caizse ekmek artık aslanın midesinde. O yüzden benim herkese tavsiyem neye ne kadar zaman ayıracağınıza çok dikkat edin. Çünkü bu hayatta boşa geçen her vakit sizin aleyinize işliyor olabilir.

Son Ders-Aşk ve Üniversite filminin son sahnesinde söylenen repliği ve tahtaya yazılan yazıyı unutmayın. ''Birlikte geçireceğimiz zaman size diğer derslerden çok daha farklı gelebilir.İlk dersimiz hiç birimizin burdan alacağı bir derse ihtiyacı olmadığıdır.''

''Dersi hayat verir.''


Cihan ANDİÇ

Monday, March 9, 2015

Davulun Sesi Uzaktan Hoş Gelir






Hiç tanımadığınız insanlarla birkaç defa karşılaşarak, sadece birkaç defa sohbet ederek, onları uzaktan seyrederek yada çeşitli mecralardan takip ederek nasıl insanlar olduklarını, neler yaşadıklarını, ne gibi zorluklarla mücadele ettiklerini yada ne gibi sorunlarla başbaşa kaldıklarını bilemezsiniz. Onları yeteri kadar tanıyamazsınız. İnsanların uzaktan görünüşleri, sıradan gülüşleri, görkemli görünen yaşamları yada pozitif duruşları sizi yanıltmasın.

Olayları dışarıdan seyredenler için herşey hoş ve kolay görünür. Halbuki mahiyet seyrederek değil, yalnızca yaşanarak anlaşılır. Öyle durumlar vardır ki, içinde yaşayan kimseyi rahatsız eder; uzaktan bakan ise ona imrenir ve onun yerinde olmak ister. Bence İnsanların hayatlarına, onları yeteri kadar tanımadan ve içlerini yeterince bilmeden imrenmeyin.

Belki de sizin hayatınız imrendiğiniz insanın hayatına kıyasla çok daha imrendiricidir. Fakat siz şükretmesini bilmediğiniz için durumun farkında değilsinizdir. O yüzden sahip olduğunuz herşey için şükretmesini bilin.

Yazımı Kurt Cobain'in ünlü sözlerinden birisiyle bitirmek isterim.

''Hayal ettiğiniz insan olmaya çalışmak, aslında içinizdeki insanı harcamaktır.''


Cihan Andiç 

Tuesday, January 6, 2015

CRM - Müşteri İlişkileri Yönetimi







CRM - Müşteri İlişkileri Yönetimi

Satış alanında çalışanlar için tanışmak önemli bir gerekliliktir. E-ticaret ve tele marketing dışında genel anlamda müşteriyle tanışmadan müşteriye ürünü sadece telefon yolu ile yada e-posta üzerinden anlatmak, tanıtmak müşteriyi kazanmak için yeterli değildir. Satış öncesinde belli hedeflere ulaşmak için insan ilişkilerine ve zamana yatırım yapmak gerekmektedir. Burada yaptığı işe gerçekten emek harcayan satış alanındaki meslektaşlarımızdan ve onların çalışma faliyetlerinden bahsediyorum.

Seyyar bir simitçiden, seyyar bir pilavcıdan yada seyyar anlamda ürün satan insanlardan bahsetmiyorum. Tabii ki bunu söylerken maksadım seyyar düzende çalışan küçük girişimcilerin yaptıkları işi küçümsemek değil. Ama hepimiz biliyoruz ki onlar genelde hep işin kolayına kaçıp kalabalığın içinde parlayan ve kalabalık ortamlarda A sınıfı B sınıfı C sınıfı gözetmeksizin sayısız müşteriye altın yumurtlayan bir tavuk misali bakış açısıyla yaklaşıp iletişime geçen, elindekini satabilmek için kimi zaman köylü kurnazlığı bile yapmaktan çekinmeyen küçük girişimcilerdir. Bu tarz satıcılar için zaman çok değerlidir. Onlar uzun süreli müşteri ilişkilerinden hoşlanmazlar. Onlar için mühim olan konu tamamen al gülüm ver gülümdür. Bir profesyonel satışcı için bazen bir saatlik zaman birimi yada bir günlük süre büyük bir kayıp teşkil etmezken seyyarcılar için vakit nakit demektir. O yüzden onların bir müşteriye ayırdıkları vakit profesyonel bir satış temsilcisinin bir müşterisine ayırdığı vakitten çok daha azdır.

Yazımın başında satış alanında çalışanlar için tanışmak bir gerekliliktir demiştim. Her satış temsilcisi çalışmak istediği potansiyel müşteri hakkında araştırmalar yapmalı ve bilgiler toplamalıdır. Yapmış olduğu araştırmalar ve elde etmiş olduğu bilgiler kendisini tatmin ediyorsa müşteri ile irtibata geçmelidir ve görüşmeleri başlatmalıdır.

Eğer müşteri ikna edilebilmişse bu müşterinin sizden, firmanızın prestijinden, pazarlama politikalarından ve vizyonundan etkilenmiş olduğu anlamına gelir. Dolayısıyla müşteri pazarlamış olduğunuz ürünlerin satılabileceğine kanaat getirmiş demektir. Böylelikle de müşteri ilişkileri yönetimi başlamış olur. Müşteri ilişkileri süreci sadece al gülüm ver gülüm süreci değildir. Satış temsilcisi için tamamen bir flört sürecidir. Bu sebeple müşteriye gereken ilgi ve alaka gösterilmeli ve müşteri ilişkileri yönetimi başarılı bir şekilde icra edilmelidir. Müşterinin istek ve talepleri değerlendirilmeli ve sorunları için yapıcı çözümler üretilmelidir.

Müşteri ilişkileri yönetiminde filozofi şudur: Eğer işinizi müşterilerinizin istekleri ve ihtiyaçlarına göre dizayn ederseniz ürettiğiniz ürün ve hizmeti satma olasılığınız çok daha yüksek olacaktır.

Eğer CRM'e gereken önemi verip gerekli yatırımları yaparsanız müşterilerinizi hiçbir zaman ihmal etmez ve müşteriyle uzun süreli bir oyalama süreci yaşamazsınız. Pazarın talep ve ihtiyaçlarını sıcağı sıcağına takip etme gücüne sahip olursunuz. Bu doğrultuda da firmanızın ticari faliyetlerini değişime göre şekillendirerek pazarda daha güçlü ve emin adımlarla rekabet edebilirsiniz.

Öyleyse CRM'e gereken önemi verin. Aksi taktirde istemediğiniz ve çözemeyeceğiniz sonuçlarla karşılaşabilirsiniz.


Cihan Andiç

Sunday, December 7, 2014

Lider Koltuğa Sahip Çıkmaz Ekibe Sahip Çıkar








Her ulusun, kurumun yada ekibin kendisini doğru yönlendirebilecek, kendisine yol gösterebilecek ve başarılı bir şekilde yönetebilecek, iradesi kuvvetli bir lidere ihtiyacı vardır. Peki lider nasıl olunur? Lider kimdir? Özellikleri nelerdir?

Lider koltuk sevdası olan değil, zaferler elde etme sevdası ile yaşayandır. Lider koltuğa sahip çıkan değil, bir kuruma bir ekibe sahip çıkabilendir. Zaten bunu yapabilen bir lider koltuğun sahibidir. Lider bayrağı fedakarlık için teslim alıp dalgalandırandır. Lider insanlara duruşuyla iş yaptırabilen, duruşuyla kızan ve kendisini duruşuyla sevdirendir. Liderin lider olduğu sarfettiği sözlerin içinde gizlidir. Liderin lider olduğu problemleri çözme yöntemlerinde gizlidir. Liderin lider olduğu zaferleri nasıl elde ettiğinde gizlidir. Liderin lider olduğu insanların ona duyduğu sempati, sevgi ve sahiplenmeden belli olur.

Lider vizyonu geniş, daima değişime açık, değişimin yaratıcısı, en iyi fikirleri bulabilen ve uygulayan, geleceği öngörebilen, paylaşımcı, korkusuz, mert, sahip çıkan, etrafına güven verebilen, etrafına cesaret verebilen, ekibini etkili sözleriyle harekete geçirebilen, kendisini dinletebilen, sözünü geçirebilen ve gerektiğinde riskler alabilendir.

Becky Brodin liderlikle ilgili şöyle der; "Liderlik otorite kullanımı değildir. İnsanları güçlendirmektir." Lider ait olduğu ulusa veya kuruma hedefler koyarak onları bu doğrultuda yönlendiren ve arkasından sürükleyen kişidir.

Eğer kendinizde liderlik vasıfları bulunduğuna gerçekten inanıyorsanız o zaman hiç beklemeden o liderlik ruhunu harekete geçirin.

Cihan ANDİÇ


 


Saturday, September 20, 2014

Hayatı Anladığınız Zaman Yaşam Kolaylaşır




Bir makamı, bir mevkiyi yada bir koltuğu haketmeden elde etmek adil ve etik bir anlayış biçimi değildir. Hatta bu anlayışla ulaşmayı düşündüğünüz mevkiler sizi ilerleyen süreçlerde çok ciddi sorunlarla başbasa bırakabilir. Çünkü karşınıza tecrübe edinmediğiniz sorunlar çıktığında çözülmesi tamamen şansa bağlı hale gelir. Hatta sorunu çözemezseniz hem kendinizi rencide etmiş olur hemde mevkiye ve kuruma zarar vermiş olursunuz.

Arzuladığınız hedefler muhakkak ki olacaktır. Ancak hedeflerinize merdivenleri ikişer üçer basamaklarla çıkmayı deneyerek ulaşmak size büyük yanlışlar yaptırabilir. Bu sebeple birşeyleri elde etmek için önce tecrübe edinmelisiniz. Tecrübeniz yoksa kaybolmaya mahkum olursunuz. Tecrübe olmazsa kaybetmek kaçınılmazdır.

Sabırsız olmak, aceleci davranmak, sakin yaklaşımlar yerine ani kararlar almak size çoğu zaman kaybettirecektir.

Örnegin yakın zamanda önceden programlanmış bir müşteri görüşmeniz var. Gideceğiniz yerin adresi ve görüşme saati size iletilmiş. Karşılıklı teyitler yapılmış. Görüşmenin konusu belli. Bu bir ikna etme ve anlaşma gerektiren bir görüşme olabilir.

Buna göre yapmanız gereken ön hazırlıklar olmalı. Müşterinizin güncel durumu hakkında güvenilir bağlantılarınız üzerinden önemli istihbaratlar edinmelisiniz. Bu size müşterinin durumunu, ihtiyaçlarını ve beklentilerini iyi anlamanızı sağlıycaktır. Bunları yapabildiğiniz taktirde görüşmeniz mutlak suretle başarılı geçebilir.

Güçlü bir rakiple oynayacağı maça antreman yapmadan hazırlıksız çıkan bir takımın elde edeceği mutlak sonuç sadece bir hüsran ise sizinde hazırlanmadan gideceğiniz bir iş görüşmesi sonucu büyük olasılıkla vasat geçecek demektir.

Öyleyse birşeyleri elde etmek için yapmamız gereken hazırlıklar olmalı.

Unutmayın zoru kolaya çevirmek akılcı bir şekilde düşünmekten geçer.

Cihan Andiç

Farklılık Oluşturabilmek İçin Değer Yaratmalısınız



Bir kuruma, ekibe, çevreye, cemiyete, bir kasabaya, bir şehire yada herhangi bir cumhuriyetin birine ayitseniz en önemli görev ve sorumluluğunuzun orada değer yaratabilmek ve değer katabilmek olduğunu muhakkak aklınızdan çıkarmamalısınız.

Kendinize sorunlar yaratan, çevresine rahatsızlık hissettiren, zarar veren, üretmeyen, yük olan bir insan profilimi çizmek istersiniz. Yoksa insanların size sevgi ve saygıyla yaklıştığı, sempati beslediği ve hayranlık duyduğu, manevi günlerinde yanlarında görmek istediği, çevreniz tarafından güvenle aranan, yeni fikirler üretebilen bir insan profilimi çizmek istersiniz. Kararı siz verin.

Unutmayın ki değer yaratma en imkansız sanılan durumlarda bile gerçekleşmesi mümkün bir çabadır. Yeter ki girişimlerinizi ortaya koymaktan çekinmeyin. Korku ve endişe duygularından olabildiğiniz kadar uzaklaşın. Kaybetmekten korkmayın. 

Fikirlerinizin başarıya dönüşmesini görmek istiyorsanız işe denemekle başlayabilirsiniz. Ve bilin ki yapacağınız hiçbir girişimin sonucu kesinlikle bir başarısızlık değildir. Sadece bir sonuçtur.

Unutmayın ki yaratacağınız her değerin insanlığa ve yaptığınız işe çok katkısı olucaktır.

Hepinize şimdiden başarılar ve başarılarınızın devamını dilerim.

Cihan Andiç

Thursday, July 31, 2014

Kendinizi Yenilemezseniz Hayata Yenilirsiniz







Dünyada ve ülkemizde hayata isyan eden, mutluluğa özlem duyan, yaşadığı ortamın kalitesinden tatmin olmayan, hayat standardından memnun kalmayan, kendisini monoton bir hayat tarzına mahkum etmiş, başarılı insanları sadece taktir etmekle yetinen, aklı ve zekası olduğu halde üretmekten aciz, üşengeç, kendisine güven duymayan, kendisini olması gerektiği gibi temsil edemeyen, büyük sorumluluklar almaktan çekinen ciddi bir insan topluluğu üremektedir. Ben bu topluluğu kendisine sadece tüketmek misyonu üstlenmiş topluluk olarak görüyorum.

Sizce hiç bilenlerle bilmeyenler bir olabilir mi? Tabiki olamaz. İtalyan bilim adamı Galileo Galilei demiş ki ''Bir kişiye hiçbir şey öğretemezsiniz ancak kendi içindekini keşfetmesini öğretebilirsiniz''. 

Peki kendinizi keşfedebilmek için neler yapmalısınız?

Öncelikle kişiliğinizi gözden geçirmelisiniz. Daha sonra kendinizi mutsuz eden şeylerin sebebini bulmalısınız ve bu sorunların çözümü için değişime, değişmeye ve değiştirmeye gitmelisiniz. 

Unutmayınki kişi kendini değiştirme kararı vermedikçe hiçbir eğitim metodu başarıya ulaşmayacaktır. İnanın mutsuzluğunuza çözüm bulmak bile bir başarıdır. 

Başarıya ulaşmak içinde üretmelisiniz. Üretebilmeniz içinde içinizdeki yetenekleri keşfedip yeteneklerinizin başarmanıza yardımcı olacağı alanlara yönelmelisiniz.

Ve bilinki kendinizi yenilemezseniz hayata yenilirsiniz.

Cihan ANDİÇ







Sunday, June 22, 2014

Lay's Yerken Selfie'den Mutlaka Uzak Durun




Uluslararası çerez üreticisi ve Türkiye'deki chips pazarı lideri Fritolay Brezilya'da düzenlenen 2014 FIFA Dünya Kupası vesilesiyle lay's markası altında hafızalara çok kazınacak ve uzun süre akıllarda kalacak yeni reklam filmi ile tüketicilerin karşısına çıktı. Reklamda Arjantin' li dünyaca ünlü futbol yıldızı İonel Messi'yi oynatan Fritolay son zamanların vazgeçilmez çılgınlığı olan Selfie'yi de kullanarak çok yaratıcı bir reklam ortaya çıkarmış.

Hadi şimdi Lay's in reklamını değişik açılardan analiz edelim ve yorumlayalım?

''Brezilya sokaklarında dolaşmaya çıkan Messi yürürken atıştırdığı Lay's çerezini hayranlarına kaptırmaktan kurtulamadı.''

''Lay's in tadına doyulmaz lezzeti Messi'yi hayranlarının ilgi izdihamından kurtardı.'' Sizce Lay's olmasaydı Messi Brezilya sokaklarında rahatça yürüyebilir miydi?

''Lay's yerken selfie yapmaktan kaçının yoksa çerezinizin tadı damağınızda kalabilir.''

''Brezilyalılar Messi'nin elindeki Lay'si selfie tuzağıyla tüketti.''

''Çerezsiz kalan Messi hayal kırıklığına uğrayınca çareyi Selfie yapmakta buldu.''

Sonuç olarak verilen mesaj, reklamda gösterilen lay's çerezinin lezzetinin her zaman ilk öncelik olduğu, bilinirliğinin  hiçbir şeyle hiçbir kimse ile kıyaslanamayacak kadar öncelikli olduğu anlatılmak istenmiş ve bu tema çok akılcı bir reklam içeriği ile işlenmiştir.

Böylesine güzel fikirlerle harmanlanmış, bu reklamı yapan ve reklamda emeği geçen herkesi kutlarım. Gerçekten çok güzel bir iş çıkartmışlar.

Cihan ANDİÇ











Saturday, June 21, 2014

Sende Işık Yok Çocuk




Sizde ışık görmeyenler, sizi ret eden insanlar hiçbir şey bilmiyorlar. Red edilmek sizi asla durdurmamalı, aksine kamçılamalı.

Soichiro Honda, bildiğiniz üzere dünyaca ünlü Honda firmasının kurucusu. Honda’nın hikayesi, Toyota firmasında iş görüşmesine gitmesiyle başlıyor. Bu firma, Honda’ya iş için uygun olmadığını söyleyerek onu geri çeviriyor. Honda ise vazgeçmiyor ve Toyota ile rekabete girecek kendi firmasını kurmaya karar veriyor ve böylece Honda doğuyor. Bu hikayeden öğrenilecek bir şey var ise o da asla vazgeçmemektir!

Birçok kimse, ünlü yazar Stephen King’i bilir ancak çok az insan hayat hikayesini duymuştur. Stephen’in ilk romanı neredeyse her basımevinden geri çevrildi ve o da romanını çöpe attı. Karısı ise romanı çöpten alarak, ona yeniden başvurması konusunda ısrar etti ve tekrar tekrar yapılan başvurular sonrasında da bizim bildiğimiz Stephen King haline geldi.

Elvis Presley - Şuan dünyada kendini tanımayan insanın olmadığını düşünsek de 1954’de Elvis Presley bir hiç kimseydi. Grand Ole Opry’deki ilk performansının ardından işten atılan Elvis’e mekanın menajeri kamyon sürmeye geri dönmesini tavsiye etmişti.


Bu ilham verici başarı hikayelerinden öğreneceğimiz en önemli ders, eğer biz kendimize inanıyorsak, ret edilmenin bir anlamı olamaz!

Hani derler ya her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır. Aslında o iş tam olarak öyle değil. Her başarının arkasında bir birinden farklı başarısızlık öyküsü yatmaktadır. Başarısızlıklarınıza şahit olanlar ise sizi tekrardan denemeniz için motive edebiliyorsa, vizyonunuza inanmaya devam edebiliyorsa işte onlar asıl arkanızda olanlardır.

Cihan ANDİÇ