Sunday, July 31, 2016

Teorik Üniversite ve Hayat Üniversitesi Arasındaki Köprü Girişimcilik



Üniversiteler öğrencileri hayata hazırlama sloganı altında her yıl bünyelerine yüzlerce öğrenci kazandırırken yine yüzlercesini mezun ediyor ve onları hayatın gerçekleriyle başbaşa bırakıyor. Üniversitelerde okuyan gençlerin birçoğu ise diplomalarını ellerine aldıktan sonra kendilerini çok muhteşem bir kariyer hayatının beklediğini zannediyorlar yada en azından bunun umuduyla yola çıkıyorlar. Üniversite hayatının avantajlarıda var dezavantajlarıda. Örneğin çevre edinme, sosyalleşme ve özel hayatınızda mutlu sonla bitecek birlikteliklere vesilede olabiliyor yada bu süreçte edinmiş olduğunuz sosyal çevreden üzerinizde kalıcı kötü alışkanlıklar bırakan çevrenize sürekli sorun yaratan insan modelinede dönüştürebiliyor. Aslında herşey sizin ne kadar bilinçli yaşadığınızla orantılı.

Haziran ayında küçük ve orta ölçekli işletmelerin gelişmesine, desteklenmesine ve aynı zamanda yeni girişimi olan yatırımcıların iş projelerine hibe desteği veren KOSGEB'in çeşitli üniversitelerde vermiş olduğu kurslardan birine müraacat ettim ve katıldım. Kosgeb'in ülke kalkınmasında önemli bir rolü olduğunu düşünenlerdenim. Bu bağlamda benim için önemli bir tecrübeydi.Yaklaşık 10 gün süren kurs süresince Kosgeb'in sağlamış olduğu olanaklar konusunda detaylı bilgiler edindim.

Kurs sürecinde evden üniversiteye giderken daha önce hiç gezmediğim işlek cadde ve sokaklarda yürüdüm ve oralarda birçok işletmeci gözüme takıldı. Kimisi börekçiydi kimisinin restoranı vardı kimisi ise kurutemizleme yada bayan giyim erkek giyim gibi işlerle bölgenin esnaflık misyonunu üstlenmişti. Hatta metrobüs köprülerinde seyyar işlerle uğraşanlar bile vardı. Benimle onlar arasındaki fark şuydu. Ben yatırımın gerekli teorik bilgi ve enstrümanlarını öğrenmek için o sokaklardan geçerken o esnaflar ise başarılı girişimcilikleriyle o cadde ve sokaklara sahip çıkıyorlardı. Oralarda kalıcı olabilmenin mutluluğunu hergün kepenklerini açarak ve şükrederek yaşıyorlardı. Onlar o bölgeye benden önce ayak bastıkları için oranın yerlisiydiler. Bense misafir bir turist gibi yürüyen girişimci olabilirmiyim olasılığını düşünen bir insan.

Belki de bu insanların çoğu üniversite mezunu bile değildi. Ama kazançları bir diplomalıya göre daha iyiydi. Böyle durumlarda Steve Jobs ve benzeri gibi insanların hayat hikayeleri kulağa daha hoş geliyor.

Günümüz şartlarında serbest piyasa ekonomisinde tabiri caizse ekmek artık aslanın midesinde. O yüzden benim herkese tavsiyem neye ne kadar zaman ayıracağınıza çok dikkat edin. Çünkü bu hayatta boşa geçen her vakit sizin aleyinize işliyor olabilir.

Son Ders-Aşk ve Üniversite filminin son sahnesinde söylenen repliği ve tahtaya yazılan yazıyı unutmayın. ''Birlikte geçireceğimiz zaman size diğer derslerden çok daha farklı gelebilir.İlk dersimiz hiç birimizin burdan alacağı bir derse ihtiyacı olmadığıdır.''

''Dersi hayat verir.''


Cihan ANDİÇ