Saturday, May 4, 2013

Farket-ing Market-ing and Target-ing







Koca bir ağacın kökleriyle yetişen ve dallarında yeşeren meyveler ve bu meyveleri tüketen final müşteriler/nihai tüketiciler serbest piyasanın seyrini değiştiren en güçlü aktörlerdir. Bu aktörleri memnun etmek içinde birbirleriyle kıyasıya rekabet içinde mücadele eden analist/stratejist beyinler vardır.

Analist/stratejist beyinler ürünün tüketiciyle tanıştığı ilk buluşmada tüketiciyi tatmin etmek, tüketicinin beğenisini kazanmak, kendisini tüketiciye kabullendirmek ve tüketiciyi hayal kırıklığına uğratmadan tüketicinin ihtiyacını gidermekle yükümlü olan görevlilerdir.

Bu süreçte kimi zaman nihai tüketiciyi markanın güçlü dinamik stabil bilinirliği etkilerken, kimi zamanda akılları çelen ve onları başka bir markaya yönlendiren önemli bir etken ise ürünün pazarlama kısmında kullanılan stratejik yöntemlerdir.

Eskiden tüketiciye sunulan ürünler ve bunları üreten üreticiler bugüne nazaran sayıca çok daha azdı. Bugün ise tam tersi raflarda tüketicinin karar vermekte zorlanmasına sebep olacak kadar fazla ve birbirinin benzeri ürünler var. Yani çok fazla alternatif var. Peki bu kimin yararına. Tabiki de tüketicinin yararına. Sektörlerdeki rekabetin en büyük kazançlısı her zaman tüketicilerdir.

Rekabette çoğu zaman ön plana çıkanlar tüketiciye en kalitelisini en uygun fiyata sunanlar iken bazende olmayanı tüketiciyle buluşturanlardır. Öyle ki rekabet bazen sizin sahadaki radikal duruşunuzu değiştirmenize bile sebep olabilir.

Mesela bisküvi sektöründen yola çıkarak size yaşanmış bir örnekten bahsedebilirim.

Yakın bir zamana kadar Türkiye'deki bisküvi pazarının %90'ı Ülker ve Eti'nin kontrolündeydi. Onlarca marka ise kalan %10'luk pastayı paylaşıyordu. Sektörün en eski oyuncularından olan iki firma da büyük ürün yelpazeleriyle raftlarda güçlü bir şekilde markalarından söz ettiriyorlar. Sektördeki diğer rakiplerin birçoğu ise daha çok Eti ve Ülker'in ürettiği ürünlerin benzerlerini kopyalayaraktan sektörde faliyetlerini sürdürmeye devam etmektedirler.

Türkiye'de son 10 yılda en çok büyüyen ve en değerli şirketler arasına girmeyi başaran Şölen Çikolata İstanbul Silivri'de kurduğu yeni tesisinde ürettiği ''Biscolata Starz'' markalı ürünü ile Türkiye bisküvi pazarında olmayan bir bisküvi çeşidini tüketicilerle buluşturarak bisküvi piyasasına güzel bir yenilik kattı.

Şölen'in bisküvi sektörüne büyük yatırımlarla ve yenilikçi ürünlerle girmesi sonucunda Eti Bisküvi raftaki sahip olduğu alanı kaybetmemek adına ve ürün grubundaki pastadan pay almak için aynı ürünü Şölen'den sonra ''Tamda Bu'' markası altında piyasaya sunma kararı aldı. Eti'den sonra Ülker'de Halk bisküvi grubu çatısı altında yine aynı ürünü farklı bir marka ile piyasaya sunarak Şölen'in olası büyümesini engelleme yoluna gitti.


İşte rekabet bazen sizin sahadaki duruşunuzu değiştirmenize bile sebep olabilir derken demek istediğim tamda buydu. Bisküvi pazarının büyük bir çoğunluğuna uzun senelerdir hakim olan iki firma senelerdir kendilerini taklit eden diğer rakip firmalardan yakınırken 2 büyük üretici firma bu durumda taklitçi konumuna düştüler.

Öyleyse değişmeyen tek şeyin değişim olduğu günümüzde artık sadece üretmek yeterli değil. Üretirken de yaratıcı ve yenilikçi olmak zorundasınız.


Bilgilendirme Not : Yukarıdaki yazımda Şölen Çikolata için bisküvi sektörüne yenilik getirmiştir demiştim. Evet yenilik getirmiştir. Fakat ürünün yaratıcısı yani ürünü keşfeden Şölen değildir. Ürünü keşfeden ve ilk üreten üretici firma yabancı sermayeli çok uluslu bir şirkettir. Bisküvi sektöründe de global anlamda dünya bisküvi sektörü lideridir.

Cihan ANDİÇ