Wednesday, June 27, 2012

Sektörlerdeki Başarılı Şirketlerin Ortak Özellikleri

     Serbest piyasalarda faliyet gösteren farklı sektörlerdeki sağlıklı bir şekilde büyümeye devam eden başarılı şirketlerin herbirinin esas aldığı ortak noktalar, parametriler, ilkeler, prensipler vardır. Hepsinin önem duyduğu güven, dürüstlük, şeffaflık, sadakat gibi ortak değerler vardır. Başarılı şirketlerin sektörlerinde ilklere imza atmış firmaların ülkelerine gerek ekomik gerek sosyal anlamda kazandırdıkları kolaylıklar bir hayli fazladır. Bu katkıları istihdam artışı, tüketiciye sunulan ayrıcılaklı hizmetler, tüketici ihtiyaçlarını giderme kolaylıkları vs. gibi örneklendirebiliriz. Günümüz dünyasında kapitalist sistem insanlığı araştırmacı ve keşifci misyonlar üstlenmesi için teşvik etmiş olduğu için, içinde bulunduğumuz zaman zarfında insanoğlu tabiri cahizse son yarım asırda yirmi asırın göremediği birçok yeniliğe şahit olmuştur. Kapitalizmin insan hayatına kazandırdığı teknolojik yenilikler insanların yaşamlarındaki işleri daha pratik bir şekilde çözebilmesi için büyük bir destek olurken aynı zamanda ilkel yöntemleri büyük ölçüde her alanda ortadan kaldırmıştır.

     Peki başarılı şirketlerin ortak özelliklerini daha geniş açıdan analiz ettiğimiz zaman anahtar diyebilceğimiz öğeler nelerdir.

  • Güçlü Sermaye Yapısı
  • Know-How/Ar-Ge
  • Kaliteli İnsan Kaynağı
  • Tecrübeli Satış ve Pazarlama Ekibi/Takım Çalışması
  • İnovatif Fikirler
  • Dinamik ve Lider İş Ortakları

Cihan ANDİÇ
        

Wednesday, June 20, 2012

I am a Champion


     Başarının gelmesindeki en önemli faktörlerden belkide en önemlisi sizin vermiş olduğunuz mücadelenin yanında kendisine yaşam koçluğu misyonu yüklemiş insanlardır. Bu gibi kişiler sizi dolaylı yollardan direk endirek etkilemeye çalışarak size duyduğu güveni size yansıtarak, zor günlerinizde yanınızda bulunarak, problemlerinize ortak olarak, yardıma ihtiyacınız olan konularla ilgili bildiklerini sizlerle paylaşarak, sizi eğitmeye çalışarak size destek olurlar. Anne babanız, okuldaki öğretmenleriniz, sosyal hayatınızdaki arkadaşlarınız, iş hayatınızdaki danışmanlarınız, bir futbol maçındaki takım kaptanınız, bir satış ekibindeki satış müdürünüz size koçluk etmeye çalışan insanlardır. Bakın Amerikan futbolu sporundaki bir takım kaptanının takım arkadaşlarını maç öncesi nasıl motive ediyor ;

     Bugün beyler sizlere koçluk yapma onurunu yakaladım. Daha önemlisi sizi savaş alanına götürme şerefide bana ait. Size bahşedilecek bir onur daha var. Bu yanıt sorunun içinde gizli : Kimim ben ? Ben bir şampiyonum. Bu doğru. Bunu oyun boyunca unutmamanızı istiyorum. Henüz fethedilmemiş olanı fethedeceğim. Benim lugatımda yenilgi diye birşey yazmaz. Başkalarının şüphe ettiğine ben inanacağım. Her zaman takımın prestiji, onuru ve saygınlığı için çabalayacağım. Zihnimi eğittim ve bedenimde ona uyacak. Kimim ben ? Ben bir şampiyonum.



Rakiplerimin, benim kazanmamı istemediklerini bileceğim.
Gene de asla pes etmeyeceğim.
Kalbimde bir noksan olmayacak.
Yoldaşlarıma, beni buraya getirenlere, eğitenlere bakacağım ve onlardan güç alacağım.
Kimim ben?
I am a champion
Savaş meydanına seve seve çıkacağım.
Esip gürleyeceğim ve elimden gelen her şeyi yapacağım ve savaş alanını her anlamıyla emrime amade hale getireceğim ve oraya attığım adımla yeri titreterek çıkacağım.
Rakibimin kalbini söküp yerde kanlar içinde bırakacağım, çünkü beni durduramaz.
Kimim ben?
I am a champion
Yanımda yoldaşlarım var.
Yoldaşlarım iyi günümde de kötü günümde de benimle oldular.
Kanla, terle, gözyaşıyla kendilerini feda ettiler.
Onların düşmelerine asla izin vermeyeceğim, asla yüzüstü bırakmayacağım ve geride tek bir düşman bile bırakmayacağım.
Çünkü rakibimiz benim kalbimi bilemez.
Kimim ben?
I am a champion.
Kimse beni inkâr edemeyecek, kimse bana karşı gelemeyecek ve kimse bana kim ve ne olduğumu ve olabileceğimi söylemeyecek.
İnanç, benim dünyamı değiştirecek.
İnanç kıtaları ve ülkeleri yerinden oynattı ve insanı aya götürdü.
Benim de bu savaşta kazanmamı sağlayacak.
Kimim ben?
I am a champion
Yenilgi ve geri çekilmek diye sözler bilmem ben.
Bunların anlamını bilmem.
İşlerin yanlış gitmesini anlamam ben.
Hataları da anlamam.
Ama zaferi anlarım ve asla teslim olmamayı anlarım.
İşler ne kadar kötü giderse gitsin, bacaklarım beni taşıyamayacak kadar güçsüzleştiğinde, beni kalbim ve zihnim taşıyacak.
Kimim ben?
I am a champion
İşte bu gün, o gündür.
Yarın değil, gelecek hafta değil; bugün burada sizin kendi evinizde.
Kimim ben?
I am a champion
Tarih beni anımsayacak.
Ve ben, tarihte iyi mi hatırlanacağım diye endişelenmeyeceğim.
Çünkü kendimi kendim tanımlayacağım.
Kendi methiyemi kendim yazacağım.
Benim kim olup kim olamayacağımı söylemek, kimseye düşmeyecek.
Asla her şeyimi ortaya koymadan eve dönmeyeceğim.
Çünkü kimim ben?
I am a champion
Kimim ben?
I am a champion
Kimim ben?
I am a champion

     Büyük başarılar ancak ekip işi ile gerçekleştirilebilir. Burda takım kaptanı takım arkadaşlarını motive ederken onlara maçın önemini vurgulamış bulunmaktadır. Takım arkadaşlarını bu psikoloji ile maça çıkarmak ve onlardan formanın hakkını vermelerini istemektedir. İşte bu şekilde başarı muhtemelen elde edilir.

Saturday, June 16, 2012

Zorlukları Yenmenin Püf Noktaları


     Zorlukları yenmenin en kolay yolu onları rafa kaldırmak değildir, bu şekilde sadece yaşıyacağınız zorlukları ertelemiş olursunuz. Bu bir hastanın kalbine takılan geçici pillere benzer. Kalp atışı yavaşladığı zaman kalbe takılan pille kalp şoklanarak kalbin daha hızlı atması sağlanır. Fakat bu pillerinde bir ömrü vardır.

     Zorlukları yenmenin püf noktası zorluklarlan yüzleşmek ve zorluklarla mücadele etmektir. Mücadeleniz arttıkça zorlukların seviyesi azalır. Bu şekilde çok zor dediğiniz işler sizin için çok kolay olacak düzeye gelir. Tabi zorlukları kolaylaştırmak için size en çok lazım olucak olan enstrüman aklınızdır. Akıl insanın hayattaki en büyük sermayesidir. Aklınızı çalıştırabildiğiniz müddetçe zorlukların üstesinden gelirsiniz. Bakın lider insanlar karşılaştıkları zorlukları aşabilmek için ne gibi çözümler bulmuşlar ;

     Atatürk kurtuluş savaşında işgalci devletlere karşı mücadele ederken ordunun yetersiz olan silah cephanesine takviye destek yapabilmek için geçmişinde yıllarca kanlı savaşlar yaptığı komunist SSCB lideri Lenin`e bir mektup yazmış, mektupta "sevgili yoldaş Lenin mücadelemiz herşeyden önce kapitalizme karşı yönelmiştir. Memleketimizi düşmandan kurtardıktan sonra kamusal ehemmiyet taşıyan büyük işletmeleri devlet eliyle yönetme niyetindeyiz, böylece gelecekte büyük kapitalist sınırların efendiliğinin ülkede hakim olmasının önüne geçmiş oluruz" diyerek Lenin`e ülkeyi bağımsızlık savaşınından zaferle çıkarttıktan sonra komunizm rejimini benimseyeceğini ve ülkesinde komunizm rejimini uyguluyacağını ima eden mesajlar vermiş aynı zamanda savaşı kaybetmeleri sonucunda kapitalist ülkelerin SSCB ile sınır komşusu olması durumunda SSCB`nin bağımsızlığının tehlike altında olucağını Lenin`e ima ederek kendisinden silah yardımı talebinde bulunmuştur. Lenin`de mektubu okuduktan sonra ülkemize silah yardımında bulunarak ordumuzun savaşı kazanmasında büyük katkısı olmuştur. Atatürk Lenin`e savaş sonrası yazdığı bir diğer mektupta yardımları için teşekkür eder fakat halkının komunizm rejimini benimsemesinin mümkün olmadığı kanaatine vardığını kendisine bildirerek komunizm rejimini uygulamayacağını kendisine bildirmiştir. Burdan da Atatürk`ün zorlukların çözme konusunda ne kadar analitik düşünebildiği ortadadır. 

     İşte size güzel bir örnek, tabi bu tarz birçok yaşanmış olay var. Umarım sizde bu makaleyi okuduktan sonra zorlukları yenme konusunda bir strateji geliştirebilirsiniz.

    Cihan ANDİÇ

Wednesday, June 6, 2012

Ya Bir Yol Bul Ya Bir Yol Aç Yada Yoldan Çekil


A.B.D de işşiz bir genç, otomotiv sanayinin öncüsü ünlü işadamı Henry Ford´dan iş istemek için bürosuna gider. Sekreterden 8 ay sonraya güçlükle randevu alabilir. Randevu günü büroya gelen genç; sekretere iş görüşmesi için randevusu olduğunu söyler.

-Sekreter: Ford şu an dışarı çıkıyor.Siz de onu takip edin lütfen! 

Bir arabaya biner Ford. Genç de yanındadır. Yol boyu hiç konuşulmaz. Arabadan inip büyük bir mağazaya doğru yürürler. Kapıdakiler, Ford´u büyük bir saygıyla karşılarlar. Birlikte mağazayı gezdikten sonra, aynı şekilde 2, 3, 4, ve 5, büyük mağazayı daha gezerler ve ardından dönüş için tekrar otomobile binilir.

Genç daha fazla dayanamaz ve sorar;
-Sayın Ford, benimle iş görüşmesi yapmayacak mısınız?
-Ya demek öyle?... Pekiyi o halde!

Ford arabayı durdurup, gencin inmesini ister. Genç arabadan indikten sonra Ford oradan hızla uzaklaşır. Orası şehirden uzak tenha bir yerdir. Gencin cebinde ise hiç para yoktur. Sinirli bir şekilde söylenerek yürümeye başlar. Neden sonra kan-ter içinde evine gelir. Bir taraftan da düşünür: ''Mutlaka bir ders vermek istedi. Ama ne?'' Günlerce düşünüp gizli mesajın ne olduğunu çözmeye çalışır.

Genç bir gün hızla yerinden kalkar: Ford´la ilk ziyaret ettikleri mağazaya koşar. Genci gören mağaza yetkilileri genci ayakta karşılarlar, büyük bir saygı ve iltifat gösterirler. Her sorusuna sanki karşılarında Ford varmış gibi nezakatle cevap verirler.

Genç mağaza yetkililerine;
-Ürünlerinizi pazarlamak istiyorum, der.

Mağaza yetkilileri;
-Buyurun istediğiniz kadar alın -satın, parasını sonra ödeyin !...Genç aynı şekilde 2, 3, 4, ve 5. mağaza yetkilileriyle anlaşır. 

Bundan büyük yardım mı olur bir insan için? Sonra, tutun tutabilirseniz. Kahramanımız 5 yıl içinde A.B.D´nin en iyi iş adamlarından biri olur.''Eh Ford'u bir ziyeret edeyim de kendisine teşekkürlerimi sunayım artık!'' diye düşünür.

Gidip Ford'un sekterine söyler söylemez, aldığı cevap enteresandır:
-Buyurun efendim, Ford sizi bekliyor. Ve Ford şunu söyler:

-Aynı yerde arabadan indirdiğim ne ilk kişisiniz, ne de son. İçlerinden bir tek siz anladınız ne demek istediğimi. O günden beri, hayranlıkla takip ediyordum sizi! 

Değerli Kişisel Gelişim Uzmanı Mümin Sekman kitabının başlığında şöyle diyor Ya bir Yol Bul Ya Bir Yol Aç Yada Yoldan Çekil, bende diyorum ki fırsatlar siz onları görebildiğiniz müddetçe fırsattır. Fırsatları kendiniz yaratın zamanınızı değerli işlere harcayın.